Tengri alemlerni yaratqanda, biz uyghurlarni NURDIN apiride qilghan, Turan ziminlirigha hökümdarliq qilishqa buyrighan.Yer yüzidiki eng güzel we eng bay zimin bilen bizni tartuqlap, millitimizni hoquq we mal-dunyada riziqlandurghan.Hökümdarlirimiz uning iradisidin yüz örigechke sheherlirimiz qum astigha, seltenitimiz tarixqa kömülüp ketti.Uning yene bir pilani bar.U bizni paklawatidu,Uyghurlar yoqalmastur!

Wednesday, March 03, 2010

DOĞU TÜRKİSTAN’DA SAĞLIK HAKLARI İHLALİ

İSMAİL CENGİZ

1949 yılından bu yana Kızıl Çin işgal ve istilası altında bulunan ve Çinlilerce “Şincang Uygur Özerk Bölgesi” olarak adlandırılan Türklerin anayurdu Doğu Türkistan’da yoğun şekilde insan hakları ihlalleri olduğu; uluslar arası örgütlerin ve gözlemcilerin raporlarında teyit edilmiştir. Eşitsizlik, adaletsizlik, mecburi kürtaj, doğum kısıtlaması, inanç özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar, yargısız infazlar, planlı göç ve benzeri devam eden ihlallerin yanı sıra bölgede yoğun şekilde sağlık alanında da ciddi rahatsızlıklar ve ihlaller söz konusudur.

Sağlık alanında belki de en büyük insani ihlal, alt yapı eksikliğidir. Çok zengin yer altı ve yerüstü kaynaklara ve bu kaynakların satışından elde edilen ciddi gelire rağmen bu Müslüman-Türk bölgesinde özellikle Müslüman Türklerin yaşadıkları yerlerde;

a. halkın sağlık ihtiyaçlarına yönelik herhangi bir yatırım yapılmadığı gibi,

b. mevcut hastane ve sağlık ocaklarının da modernizasyonu kasıtlı olarak yapılmadığı,

c. köylere ve kasabalara doktor atamalarının yapılmadığı,

d. hastanelere modern cihazların alınmadığı,

e. ambulans sayısının son derece yetersiz olduğu,

f. doktorların iptidai şartlarda tedavi yapmaya mecbur bırakıldıkları

g. Özellikle bölgenin güneyinde Kaşgar, Yarkent, Hoten vilayetlerinde doktor sayısının yetersiz olduğu

h. Kentlerdeki hastanelerde görevli doktorların çoğunun Çinli doktorlar olması dolayısıyla Müslüman kadınların tedaviye yanaşmaması ve bu doktorlarla dil sorunu nedeniyle iletişim kurulamaması

Gibi çok ciddi alt yapı problemleri bulunmaktadır.



Bu ve benzeri nükleer enerji, çevre kirliliği, radyoaktif kirlenme gibi sorunlardan dolayı; kalp, akciğer, solunum yetmezliği, şeker ve sair hastalıkların tedavisi ve ameliyat için hastalar büyük şehirlere nakledilmektedir.

Ulaşım ve yol problemlerinden ve sayısı zaten az olan hasta nakil araçlarının yetersizliğinden dolayı birçok hasta yolda ölmekte veya evlerinde adeta ölüme terk edilmektedirler. Ayrıca sağlık hizmetlerinin ücretli olmasından dolayı herhangi bir sağlık güvencesi olmayan ve ekonomik durumu iyi olmayan hastalar haliyle büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.

Doğu Türkistan’da çalışan doktorların çoğunun Çinli olması da başka bir problemdir. Çince konuşmayı bilmeyen hastalarla Çinli doktorlar arasında ciddi iletişim problemleri yaşanmaktadır.

Sağlık alanındaki yetersizlik ve yaşanan teknik ve altyapı sıkıntılarından dolayı bölgede oldukça ciddi oranda ölümler meydana gelmektedir.

Çin Sağlık Bakanlığı İstatistik Bürosu’nun 2003 Mart ayında ve daha sonraki yıllarda yayımladığı yıllık raporlara göre, Doğu Türkistan’da yaşanan ölüm oranı, Çin eyaletleri içindeki en yüksek oran olarak görülmektedir.

Tıbbi müdahale eksikliği nedeniyle hastalıkların neredeyse %70’i ölümle sonuçlanmaktadır.

Doğu Türkistan’daki çocuk ölüm oranı ise 1000’de 200’dür.



Özellikle Uygurların yoğun olarak yaşadığı bölgenin güneyinde radyoaktif etkilerden kaynaklanan sebeplerle oluşan çevre ve su kirliliği neticesinde bulaşıcı ve salgın hastalıkların sıkça yaşandığı görülmektedir. Salgın hastalıklarla ilgili ciddi önlemler alınmamakta; sadece Han Çinlilerin yaşadıkları bölgeye hastalığın ulaşmasını önlemek için yoğun “karantina” tedbiri uygulanmakta, Müslüman Türkler bu şekilde kendi kaderleriyle baş başa bırakılmaktadırlar.



Hastanelerde Çinli doktorların Çinli olmayan hastaların bakım ve tedavilerini aksattıkları görülmektedir.



Aynı şekilde ilaç tedavisinde de birçok aksaklıkların yaşandığı bilinmektedir. Özellikle siyasi tutukluların tedavileri yapılmamakta ya da birkaç ilaçla geçiştirilmektedir.



Hatta ayrılıkçı, bağımsızlık yanlısı olarak tutuklanan gençlere hastalıkları anında tedaviye getirildiklerinde, bazı doktorların yukarıdan gelen talimatlar çerçevesinde, gençlerin uyuşturucuya alışması için kokain, eroin ve esrar gibi keyif verici maddeler şırınga ettikleri gelen haberler arasındadır. Bu şekilde acil kan ihtiyacı talebiyle hasteneye getirilen bir çok gence de kasıtlı ve planlı olarak çağın vebası olarak bilinen AIDS’li kan şırınga edildiği gelen haberler arasındadır.

Müslüman Türklerin hastanelerde yatarak tedavi görmelerine çeşitli zorluklar çıkarılmaktadır.



Özellikle kırsal kesimden gelen kadın/kız hastaların hastanelerde Çinli erkeklerce taciz edildiği, horlandıkları ve tecavüze uğradıkları yönünde birçok şikayet alınmaktadır.



Bu bakımdan istatistiklere bakıldığında zorunlu olmadıkça, yatarak tedavi için özellikle kırsal kesimden müracaat eden kadınların sayısının az olduğu görülecektir.



Görüleceği üzere bölgenin asıl sahibi olan mazlum ve mağdur insanlara yönelik alenen soykırım politikası uygulanmaktadır. Bölgedeki sağlık hizmetlerinin standardizasyon ve kalitelerinin yükseltilmesi ve hastane ile sağlık ocağı ve doktor sayısının nüfusa göre artırılması yönünde acil insani yatırımların yapılması hususunda yetkili kurumları Pekin Hükümeti’ne gerekli uluslararası çağrı yapmaya davet ediyoruz.


BİLGİ Köreş Atahan, Kültür ve Propaganda Bakanlığı

KAYNAK :

Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti  Sağlık Bakanlığı Sağlık Heyeti

Dr. Reşide Gencer / Dr. M. Ömer Nazar / Dr. Erpolat Dönmez

Web : www.doguturkistan.org – www.hurgokbayrak.net

Uyghuristan

Freedom and Independence For Uyghuristan!

FREE UYGHURISTAN!

FREE UYGHURISTAN!
SYMBOL OF UYGHUR PEOPLE

Blog Archive